Mesleğin; Diplomamız veya Yapmakta Olduğumuz İşten Daha Fazlası Olduğunun Farkında mıyız?
Hayatımız boyunca kendimizi ortaya koyabildiğimiz geniş bir alan olan mesleğimizi doğru seçebilmeyi, seçtiğimiz meslekte aşama kaydetmeyi hepimiz isteriz. Aldığımız diploma ya da çalışmakta olduğumuz alandan daha ötede bulunan meslek kavramının altını doldurabilmek için; kariyer, iş değiştirme-iş kurma, kurduğu işi büyütme hayalleri içinde buluyoruz kendimizi. Kimimiz harekete geçebilirken, kimimiz ise harekete geçecek gücü kendimizde bulamıyoruz. Peki bulamama nedenimiz gerçekte nedir?
“Mesleğini Seven, Mesleğini Konuşur”
Çevremizi gözlemlediğimizde rahatça tespit edebileceğimiz önemli bir nokta şu ki; mesleğini seven bireyler sürekli mesleği hakkında konuşur, gözlem, analiz ve geliştirme yaparak başarılı olur ve yenilenirler.
Peki; meslek sahamızı keşfetme fırsatını hepimiz yakalıyor muyuz?
Yetenek ve vasıflarımızı yeterince tanıyor ve sıkılmadan üretebileceğimiz alanı tespit edebiliyor muyuz?
Mevcut yaptığımız işte yenilenme ve geliştirme fırsatlarını kolluyor muyuz?
Mesleğini öncelikle başarı için yapan, methederek konuşan bireyler olmayı arzuluyor muyuz?
Araştırarak, gözlemleyerek, geliştirerek, kendisiyle sürekli yarışarak, işimizi bir önceki seferden daha iyi yapmayı, yaptığımız işte harcadığımız emek ve zekâmızın karşılığını almayı gerçekten istiyor muyuz?
Yoksa…
“Mesai Bitsin de… Hafta sonuna Az Kaldı, Sabır…”
Her hafta sonu “Pazartesi Sendromu”nu erkenden yaşayıp, “Hafta içi bir an önce geçsin”, “Şu işi bitireyim de kurtulayım…” gibi düşüncelerle çalışıyor isek; farkına varalım ki; sevmediğimiz bir işte çalışarak şahsiyetimizi ortaya koyamaz ve mutlu olamayız.
Akşam üzerine planladığımız aktiviteler, hafta sonu etkinlik planları, aile-çocuk-geçim düşünceleri ile akıp geçen zamanımızın ne kadar kıymetli olduğunun farkına varırsak; işte kendi hayatımızı değiştirme fırsatı ayağımıza kadar geliyor…